26. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivalinde finalistler belli oldu. Ön jüri değerlendirmesi sonucu Karabük Gerçek Haber Köşe Yazarımız Cemalettin İrken’in Yönetmenliğini yaptığı ‘Nazlı Hanım’ın Telaşları’ adlı belgesel film finale kalan eserler arasında yer aldı.
145 ülkeden 1605 belgesel film arasından ön jürinin titiz çalışması sonucunda, 6 kategoride 38 film finalist olarak belirlendi.
Ulusal Uzun Metraj ve Kültürel Miras ve Korumacılık Temalı Ulusal Belgesel Film Yarışması Ön Jürisinde; Doç. Dr. Mehmet Köprü, Dr. Rahime Akikol ve Fırat Özeler,
Ulusal Kısa Metraj ve Ulusal Öğrenci Belgesel Film Yarışması Ön Jürisinde; Salih Özderya, Yalçın Çiftçi ve Hasan Ete,
Uluslararası Uzun Metraj Belgesel Film Yarışması Ön Jürisinde; Doç. Dr. Serhat Koca, Doç. Dr. Şeyma Balcı ve Dr. İbrahim Zateri,
Uluslararası Kısa Metraj Belgesel Film Yarışması Ön Jürisinde; Doç. Dr. Koray Sevindi, Dr. Semra Civelek ve Mehmet Oğuz Yıldırım yer aldı.
Kültürel Miras ve Korumacılık Temalı Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda ön jürinin değerlendirmesinin ardından finale kalan belgeseller ve yönetmenleri şu şekilde;
Aile Orkestrası – Yönetmen Ayşe Özver
Bedri Rahmi Eyüboğlu – Yönetmen Ali Kemal Pasiner
Giovanni’nin İzmir’i – Yönetmen Ragıp Taranç
Klikya’ya Yolculuk Fejes’in İzinde – Yönetmen Zehra Yiğit, Perihan Taş Öz
Mardiros’dan Bu Yana – Yönetmen Bülent Boral
Nazlı Hanım’ın Telaşları – Yönetmen Cemalettin İrken
Oya – Yönetmen Sevinç Baloğlu
NAZLI HANIM’IN TELAŞLARI: Yönetmen CEMALETTİN İRKEN
“Nazlı Hanım’ın Telaşları” adlı belgeselin çekimleri Karabük ili Ovacık ilçesi Abdullar köyünde yaşayan Nazlı & İrfan Koca çiftinin yaşamından kesitleri, köydeki gelenek ve görenekleri ekranlara taşıyor.
Belgesel çekimlerini İzmir’den gelerek yapan yönetmen Cemalettin İrken, çekimler sırasında şu bilgileri vermişti: “Koca ailesi, kış aylarında Safranbolu’da oturuyor, ara sıra köye gidip arıları ve evi kontrol ediyor. Çiçeklerin tomurcuklanmalarıyla heyecan, telaş ve göç başlıyor. Koca ailesinin aktarımıyla; ‘Küçük köyümüzde üç – beş komşu, arılarımız, tavuklarımız, meyve ağaçlarımız, can kuşumuz Atacan, bizim yaşam kaynağımız, heyecanımız, telaşımız. Tatlı telaşımız. Gürültü ve karmaşadan uzak köyümüzde umutlu, mutlu ve meşakkatli bir dönemi yaşıyoruz. Uzaktaki evlatlarımız, torunlarımız Kaan Ata, Deniz Efe, kardeş ve akrabalar ile telefonda görüntülü görüşmelerimizle özlem gideriyoruz.’’’