Nefes almak ve gezmek…
Karabük’te bu konularda büyük sorun yaşayan bir kent.
Betonlaşma şehri mahvetti.
Çarpık ve uyduruk yapılar kent estetiğini bozmaya yetmiyormuş gibi yeni yapılarda da aynı eksiklik devam ediyor.
“Yaptım oldu, kime ne” felsefesiyle hareket etmek bizi bu sürece taşıdı.
Her nedense geleceği düşünerek hareket eden olmadı.
Aynı zamanda ısrarcılık bizi bu günlere getirdi.
Toplumsal bellek yok olduğundan geçmişten kaynaklanan bir zorlamada söz konusu olmadı.
Anlaşılan…
Tarih dediğiniz gerçekliğin bu memlekette çöp kutusundaki atıklar kadar bile değeri yok.!
Cumhuriyet modernleşmesinin en önemli örneklerinden biri olan Karabük, kimlik kaybına uğradı.
Her şey bir yana ama…
Karabük kent kimliğini kimse sorgulanmıyor.
Çünkü bu konuları ele almak kimsenin işine gelmiyor.
*****
Çıkarlar endişe taşımadan geleceği belirlemeye devam ediyor.
Kapitalist cüretkarlık acımasızca bizlere ders veriyor.
Adeta tarihi, kendi amaçları doğrultusunda kullanmakta.
Şimdi bu nokta da sormak gerekiyor.
Bu kentte yaşayan insanları geçim derdi dışında hiçbirşey ilgilendirmiyor mu?
Kenti maddeler alemi kendi kıskacı altına almı
Ruhunu sele kaptırmış.
Sonuç…
Yabancılaşma…!
Evet…
Birdenbire nereden nereye geldik.
Herhalde bizim içinde yaşadığımız kenti anlamamaktan doğan sorunlarımız var.
İşçi kenti gitmiş yerine belirsizlik kaim olmuş.
Adeta yalpalıyoruz.
Plansız hareket ediyoruz.
Oysa bu kentin genlerinde planlılık söz konusu.
Cumhuriyetin ilk planlı kenti Karabük’tür.
Bundan bihaberiz.!
Yazık…
Çok yazık.
Karabük’ün bu noktada tarihini bilmemek çok büyük eksiklik.
Okumadan/araştırmadan/bilmeden işler yaptığımız için her şey arapsaçına dönüyor.
Devletçilik ile kapitalizm arasında sıkışmış bir kent.
Kardemir’i Sümerbank’ın kurduğu Demir Çelik Fabrikalarıyla karıştıranlar bile var içimizde.
*****
Nefes almakta güçlük çekerken karşınıza bir de kavram karmaşası çıkıyor.
O zamanda pirincin taşını ayıklamaktan çevreye bakacak zaman bulamıyorsunuz.
Gerçekten yanıtlanması zor soruların müthiş sorun oluşturduğu bir kentte yaşıyoruz
Ama bunu aşmak için hiçbir gayret göstermiyoruz.
Ancak iş lafa geldi mi…
Mangalda kül bırakmıyoruz.!
Çünkü iş yapmayı değil, konuşmayı çok seviyoruz….!