Karabük için birkaç söz söylemek isteseydiniz…
Ne derdiniz.?
Sahiden…!
Bu kentin bizim için ifade ettiği anlam nedir?
Hemen söyleyeyim….
İlgilenmiyorum diyenler çoğunlukta.
Bu böyle olmamalıydı.
Çünkü….
Karabük artık pirinç tarlalarının çoğunlukta olduğu “sıtmalı bir vadi “ değildir.
Batı Karadeniz Bölgesinin geçmişte parlayan yıldızıdır.
Arıcak vadisinin bu bakımdan önemsenmesi gereken bir yanı vardır.
1999 metre yüksekliğindeki Keltepe, bu gerçeğin en önemli tanığıdır.
Oradan bakıldığında Türkiye’nin ilk ağır sanayi kenti size merhaba der.
Ağır sanayi, endüstrinin merkezi olmak Karabük ve Türkiye açısından çok önem taşır.
Çünkü demir olmadan bir şey inşa etmek mümkün değildir.
Buradan da şöyle bir sonuç çıkar.
Karabük Türkiye’nin olmazsa olmazıdır.
O halde…
Nasıl oluyor da bu kentte….
Karabük’le ilgili olarak bir çift söz edecek insan olmuyor.
Düşündürücü değil mi?
Hem de nasıl?
Biz neden bu haldeyiz?
Kente olan ilgimiz neden azalmış durumda.!
Bunu öncelikle yanıtlamamız gerekir?
İnsanların yaşadığı kentle ilgili doğru dürüst bilgilere sahip olmaması…
Bunun birinci nedenidir.
Bu nasıl bir şeydir diye soruyorsanız anlatalım.
Bakmakla görmek aynı şey midir?
Değildir elbette…
Biz Karabük’te sadece bakıyoruz.
Ancak göremiyoruz.!
Neden göremiyoruz derseniz yanıtlayalım:
Bu kentte yaşamanın sorumluluğunu hatırlatan tarihi objelerle olan bağımız kopmuş durumda.
Bakın…
Karabük Üniversitesine bağlı bir Demir Çelik Enstitüsü var ama Demir Çelik ve Ağır Sanayi Müzemiz yok.
Bu büyük bir eksiklik değil mi?
Demir üretimindeki başarı azmini geç nesillere aşılayarak taçlandırmak gerek.
Bunu ancak müze kurarak yapabilmek mümkün.
Kent hafızasının depolandığı mekan müzelerdir.
İlgili resmi kurumlar dahil…
Karabük’te Sanayi Müzesi kurmak için şu ana kadar bir çaba/gayret göstermemeleri ilginçtir.
Gelecek kuşaklara üretim heyecanını miras olarak bırakacak tek hafıza deposu müzedir.
Bu durum bir gerçekse…
Karabük’te…
Müze kurma gayret/mesuliyet içinde olan var mı?
Biz duymadık.
Duyan varsa lütfen söylesin.
Olmaz mı?…