CHP Türkiye genelinde tam bir yerel seçim destanı yazarken, Karabük özelinde büyük bir hezimet yaşadı. Safranbolu haricindeki ilçelerde çıkan sonuç, örgütün Türkiye genelindeki başarısına dair yaşadığı sevinci gölgeledi dahi diyebiliriz.
Gelinen noktada CHP örgütlerinde faaliyet gösteren hiç kimse, sorumluluğunu bertaraf etmek adına Safranbolu’daki münferit seçim zaferine sarılıp, kameralara mutluluk pozları saçmamalıdır.
Kesin olmayan veriler doğrultusunda CHP’nin Merkez ve ilçelerdeki oy sayılarına ve oranlarına bakıldığında ;
Eflani’de 26 oy ile %1.8
Ovacık’ta 33 oy ile %8,3
Merkez’de 6400 oy ile %10.7
Yenice’de 848 oy ile %13,4
şeklinde bir durum göze çarpıyor..
Eskipazar’da ise aday çıkarılamamıştı.
31 Mart gecesi Türkiye genelinde EMEKLİLERİN(!) iktidara ağır bir ders verdiği açıkken, tam bir “emekliler kenti” olan Karabük’te, CHP’nin oy oranlarında yaşanan büyük düşüş, partinin Karabük’teki yarınları adına ciddi kaygı vermektedir.
En yakın komşu illerimiz olan; Bartın, Kastamonu, Zonguldak’ta yaşanan “kırmızı değişimi” yaşayamayan ve Belediye Başkanlığını MHP’den alıp AKP’ye veren tek il Karabük’tür !
Bu durumun altında yatan sebepler objektif şekilde saptanmalı ve “2024 model” nitelikli çözümler yaratılmalıdır.
Karabük CHP örgütlerinin Merkez ve İlçelerde kendi kilit seçmeni dışındaki seçmen grubunun sempatisini bir türlü kazanamaması ve 10 ay önceki desteğini ciddi oranda kaybetmiş olması, bu partiye gönül veren – emek veren insanlar açısından kabul edilemez bir neticedir.
Esasında seçim gününe kadar gelişen bir takım olaylar, 31 Mart günü Karabük özelinde yaşanabilecek olası bir hezimetin sinyallerini zaten vermişti ;
Aday belirleme takviminde yaşanan gecikme, ilçe başkanlığı adaylıklarında yaşanan geri çekilmeler ve eksen kaymaları, il kongresi ve kurultay döneminde arka planda yaşanan “ben” kavgasının dinmemesi ama buna rağmen tek adaylı kongre süreci, Merkez adayının belirlenmesinde yaşanan kaos, Karabük için “sağ kesimden oy alabilecek aday” fikirlerinin Parti Meclisinde karşılık bulmaması, propaganda sürecinin diğer partilerin seçim kampanyalarına nazaran çok daha mütevazi imkanlarla geçirilmesi gibi durumlar zaten çıplak gözle de görünmekteydi.
Kısacası Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi…
Dün gece nasıl ki Recep Tayyip Erdoğan balkona çıkıp başarısızlığını kabullenmiş ve bir özeleştiri yapmaları gerektiğini itiraf etmişse, Karabük CHP yönetimlerinin de Yerel Seçim sonuçlarının ardından ciddi bir özeleştiri yapması gerekmektedir.
Bir işçi kenti olan Karabük’ün, AKP’nin ve MHP’nin seçim kalesi haline gelmesinde emeği olan herkes, başkalarını suçlamaksızın kendi başarısızlığını kabul etmeli ve örgütteki gençlerin – yenilenmenin önünü açmalıdır. Zira CHP Karabük Merkez’de ve ilçelerinde muhteşem bir Gençlik Kolları yapılanmasına sahip. Bu gençleri küstürmek partinin yarınlarını ateşe vermektir.
Örgütteki mevcut durumda; daha eğitimli olan, diksiyonu – hitabeti daha düzgün olan, halkla daha iç içe olan, halk tarafından daha çok sevilen ve sempati görenler bu partinin abileri değil kardeşleridir. Sandıkta önemli olan “bilinmek” değil “sevilmek“tir. Sizi bilenler sizi sevmez ya da başarılı olacağınıza inanmazsa oy vermez! Yüzünüze gülüp “hayırlısı olsun” diyenlerin kalbine girmek ve oyunu almak için ekstra bir çaba sarf etmez, sadece eş – dostla siyaset yaparsanız, neticede sadece onların oyunu alabilirsiniz.
Kısacası CHP örgütleri Karabük genelinde, içine kapanık bir görüntü sergilemektedir. Aynı 50 kişiyle bir gün Safranbolu’da bir gün Karabük’te, bir gün Yenice’de, bir gün Ovacık’ta gezip, facebook fotoğrafları çektirerek siyasi başarı elde edebilmek asla mümkün değildir.
Yenilenmek – gençleşmek ve “demode siyaset” tarzından kurtulmak elzemdir.
Karabük ile alakalı bu kadar skandalın gündeme geldiği bir dönemde, sesini yeteri kadar yükseltmeden – yerel ve ulusal basının ilgisini kendi üzerine çekmeden, yeri geldiğinde birilerini karşısına almadan kısacası etliye sütlüye dokunmadan “ana muhalefet partisi” olunamaz.
CHP’ye Karabük genelinde sempati duyulmasını sağlayacak, “Sahipsiz Karabük’ün Sahibi” imajını oluşturabilecek, etkin ve yeni bir yapılanmaya ihtiyaç duyulduğu açıktır.
Tekrar belirtmek gerekir ki; Hiç kimse asla Elif Köse’nin Safranbolu’daki münferit başarısının ardına sığınmaya kalkmasın. Bu başarıya vurgu yapıp, Merkezdeki ve ilçelerdeki başarısızlığı perdelemeye çalışmasın. Şu an Karabük’te Cumhuriyet Halk Partisi’ne yapılabilecek en büyük kötülük bu olur…
Karabük özelindeki vahim sonuç, örgütteki bir kesimin “partide benden büyük isim türemesin” anlayışının sonucudur. Bu sonuç, partinin başarısından ziyade, kendi başarısını, kişisel makam – mevkisini kovalayanların yarattığı bir sonuçtur. Bu sonuç, ayağı CHP’de gözü MHP’de – AKP’de olanların yarattığı bir sonuçtur. Bu sonuç “makul aday” yerine “kendi adayını” dayatmaya çalışanların yarattığı bir sonuçtur. Bu sonuç %10 bandını dahi bulamayacağı aşikar olan adayların kazanabileceğine “inanmış taklidi yaparak” partiye sadakat gösterdiğini sananlara derstir…
Maalesef ki Karabük, CHP Genel Merkezine 200 kilometreden çok daha uzak bir görüntü sergilemektedir.
Artık Polyanna’cılık oynamayı bırakıp, başarısızlığı kabullenmek gerekmektedir. Türkiye genelinde en çok oy alan parti, Karabük’te 4. Parti çıkıyorsa bu açık bir “BAŞARISIZLIK“tır.
Genel Seçimde alınmış oyun nasıl olup da yarıya düştüğünü, Karabük Merkez’de nasıl olup da Yeniden Refah Partisi adayı Sn. İsmail Özer’in yarısı kadar bile oy alamadığımızı ve 4. Parti durumuna düştüğümüzü, kaybolan oyların nereye gittiğini makul bir dille izah etmek ve ivedilikle gereğini yapmak şarttır…
Geçtiğimiz hafta Karabük’e geldiğimde, seçime dair gözlemlediğim tablonun CHP’yi 31 Mart akşamı ilk üç parti dışına iteceğini ve %10 bandına çekeceğini, en iyi ihtimalin dahi 6-1 olduğunu söylemiştim…
Haklı çıkmak insanı her zaman mutlu etmez. Maalesef ki dün akşam haklı çıktım.