Site icon Karabük GERÇEK Haber

ANLAMAK ZOR…!

GERÇEK YORUM; ANLAMAK ZOR…!

Biz sürekli neden Karabük’ü konu alan yazılar yazıyoruz.?

Karabük’ü kent yapmak ve dinamik kılmak için…

Ama nasıl bir kent?

Makul, yaşanabilir, bugünü ve yarını olan bir kent.

Bu çok önemli bir istek ve arzu…

Bakın  trafikte tıkanmalar  ve kazalar konusunda günlerdir neyi/neleri tartışıyoruz.?

Karabük -Safranbolu arası çileli yol haline gelmiş durumda.

Bu sorunu çözmek için  verilen bazı vaatler yerine getirilmiş olmasına rağmen , bu noktada vatandaşların çektiği eziyetlerin karşılık  bulmadığı bir gerçek…!

Yine şimdilerde bu sorunu çözmek için….

Yetkililerin yaptığı açıklamalarla havanda su dövüyoruz sanki…!

Bu süreçte bir ilerleme sağlayabilmek  için..

Bizim bu  kenti sahiplenmemiz gerekiyor.!

Asıl sorun…

Biz bunu nasıl başaracağız sorusunu cevaplayabilmekte….

Yanıtı basit…

Kent /kentli olmayı içselleştirerek elbette…

Karabük’ü biz…

 Belli bir kesimin topaç çevirir gibi kendi isteklerini gerçekleştirdiği bir kent olmaktan kurtarmak zorundayız.

Bunun yolu; sivil toplum kuruluşlarının gücünü gösterdiği ve halkın çıkarlarına göre hareket ettiği ortak bir platformda birleşmek olmalıdır.

Bu işler festival /şenlik düzenlemekle olmaz.

O’nu da yaparsınız…

Ama asıl sorumluluğu/sorunları  unutmadan…!

Benim bu noktada en çok merak ettiğim husus…

 Kent Konseyi gibi yerel demokrasinin en önemli kuruluşunun, derin sessizliğe bürünüp, hiçbir yerde görünmemesidir.

Çok ilginç değil mi?

Bu kentin çözüm isteyen birçok sorunu var.!

Genç Belediye Başkanı Sayın Özkan Çetinkaya’nın bu noktada görüş ve önerilere gereksinim duyduğu bir gerçek.

Yerel demokratik kurumların kentin geleceği ile ilgili görüş ve önerilerde bulunmaması büyük bir eksiklik.

Şimdi kentimizle ilgili…

Bu duyarsızlığa anlam vermek mümkün değil.

 Kent taşıt istilasına uğramış durumda…

Sürekli yazıyoruz…

Yayaların özgürce yürüyemediği…

Karşıdan karşıya geçemediği…

Trafikte belli saatlerde çile yaşandığı…

Kazaların neredeyse sıradanlaştığı…

Bu kentte hala bahsedilen hususlarda bir çözüm üretilememiş olması

Düşündürücü değil mi?

Düşünülmeyen ne?

Yaşanan her olumsuzluğun olağan hale gelmesi ve kabullenilmesi …!

Ve….

Tabii ki..

Çözümsüzlük….

Daha ne olsun.?

Exit mobile version