BURASI KARABÜK

2000’Lİ YILLARDA KARDEMİR EKONOMİK BATAKTA ve İŞÇİLERE MAAŞ ÖDEYEMEZ DURUMDA İKEN

2000’li yıllarda, KARDEMİR ekonomik olarak batakta ve bırakın bankalardan alınan kredilerin geri ödemelerini piyasalardan alınan süt, yoğurt paraları verilemiyordu..

İŞÇİLER ÜCRETSİZ İZİNE ÇIKARTILMIŞ, MAAŞ VERİLEMİYORDU..

O zamanın SENDİKAL Yönetimi, aynı zaman da KARDEMİR YÖNETİM KURULU Üyeliği yapıyordu ve öyle bir süreçte Toplu İş Sözleşmesi yapıldı, maaş alamayan işçinin ücretine yüzde 42 zam verildi.

Bir yanda batmış KARDEMİR, öte yanda masanın bir kenarında KARDEMİR Yöneticisi, karşı kenarında Sendikacılar, maaş alamayan işçilere yüzde 42 zam yaptılar..!!

Kimse KARDEMİR NASIL KURTULUR olayını tartışmadı..!!

Hayatın her alanında KARDEMİR’İ ÇIKARLARIMIZ İÇİN NASIL KULLANIRIZA bakıldı, ne yazık ki öyle oldu, o zaman da öyle oldu, şimdi de öyle.

KARDEMİR’E BOL / BOL İŞÇİ ALINSIN..!!

İyi de KARDEMİR OLUK / OLUK ZARAR EDİYOR, nasıl önüne geçilir..

Temel mantık ; NASIL GEÇİLİRSE/GEÇİLSİN..

Yeter ki benim yararıma olan/olanlar yapılsın/gerçekleşsin..!!

***

KARDEMİR’İ “İKİNCİ KEZ KURTARAN HİKMET FERİDUN TANKUT..” YÜZDE 42 ZAMDAN FERAGAT EDİNCE

KARDEMİR’İ 2000’li yıllarda batağa sokanlar, devre dışı kalıp Rahmetli MUTULLAH YOLBULAN ile Sayın KAMİL GÜLEÇ işin başına gelince, kişisel risklerini koydular ve çarklar dönmeye başladı..

Ancak; ödenmesinde büyük güçlük yaşanan ve ödenemeyen İŞÇİ ÜCRETLERİNİ yüzde 42 zam nedeni ile çarklar yeterince hızlı dönmüyordu,,

O ara ÇELİK-İŞ Sendikası’nda Yönetim değişmiş ve HİKMET FERİDUN TANKUT Genel Başkanlığa gelmişti ve durumu görünce Yüzde 42 zam olayından İŞÇİ ADINA feragat etti ve KARDEMİR’İ ikinci kez kurtardı.

Birinci kurtaranlar Rahmetli MUTULLAH YOLBULAN ve Sayın KAMİL GÜLEÇ, çok / çok büyük riskler alarak kurtaran isimler olmuştu.

İkinci kez kurtaran da Sendikal yaşamını riske atarak veya Sendikal yaşamlarını riske atarak HİKMET FERİDUN TANKUT ile Yönetimi oldu..

Bakın BİR OTORİTE İRADE hep her zaman, kendi veya temsil ettiği Kurumun çıkarı için KARDEMİR’İ kullanırken bir başka ve olayı çok boyutlu düşünenler de KARDEMİR’İ kurtarmak için HAYATLARININ RİSKLERİNİ aldılar.

Ve ne yazık ki, HEP / HER ZAMAN DA BÖYLE OLMUŞTUR ne yazık..

Değişen hiçbir şey olmamıştır ne yazık.

***

VEEE; KARDEMİR’İN O KÖTÜ, O BATAK GÜNLERİNDE GÖREV ALAN Sayın ŞİNASİ ALTINER’İ UNUTMAMAK

KARDEMİR 2000’li yıllarda zarar üstüne zarar ederek müthiş bir ekonomik batağa girmişti, çalışanlarına ücret ödeyemez halde çarkları çevirmeye gayret ediyordu..

Alacaklılar kapılara dayanmıştı..

Rahmetli MUTULLAH YOLBULAN ile Sayın KAMİL GÜLEÇ işbaşına geldiler,kişisel servetlerini koydular hayatlarını, kazançlarını, edinimlerini KARDEMİR için risk ettiler..

O ara KARDEMİR Genel Müdürlüğü’ne de, eski Karabük Milletvekili, eski Enerji Bakanı Sayın ŞİNASİ ALTINER’İ getirdiler, Sayın ALTINER’DE batık bir yere gelmeyi kabul ederek risk aldı.

Sayın ŞİNASİ ALTINER büyük bir batağın içinde ki KARDEMİR’İ Rahmetli MUTULLAH YOLBULAN ile Sayın KAMİL GÜLEÇ’İN bireysel riskler alarak temin ettikleri hammadde ve usul/ usul başlayan ÖDEME KABİLİYETİ ile, ama yine de çok / çok büyük zorluklarla çekip/çevirmeye başladı..

O ara, ÖDENMEYEN / ÖDENEMEYEN işçi ücretlerinden yüzde 42 geri adım atılması, o dönemin GÜÇLÜ BAKANI Rahmetli KEMAL DERVİŞ’İN DE takdirini, övgüsünü almıştı..

Ve ;çarklar dönmeye başladı..

Hep / her zaman, BİR İRADE ve veya BİR İRADE TEMSİLCİSİ insanlar KARDEMİR ÜZERİNDEN çıkar sağlamak için bir şeyler yapmış, kimileri de BU KÖTÜ DURUMDAN NASIL ÇIKILIR arayışında olmuştur.

Orta yerde iki irade, buyurun siz/sizler seçin..!!

***

KARDEMİR ÇALIŞANLARI UMUDUNU KESMİŞ ve “YERİMİZE ÇOCUKLARIMIZI ALMAYACAKLAR..” ENDİŞESİ

Daha önce birkaç kez, hatta birçok kez yazdığımız bir konu da KARDEMİR çalışanlarının umudu tükenmiş ve yerlerine çocuklarının işe alınması taleplerinden bütün umutlarını kesmiş gibiler.

Oysa ne kadar umutlulardı..

Yerimize, işçilik nedir, vardiya nedir, gece çalışması nedir, pota nedir, ez cümle KARDEMİR nedir, KARDEMİR’İ sahiplenmek nedir bilen çocuklarımız alınır umutları tamamen tükenmiş.

Öyle olunca da, KARDEMİR dışında ki bir iradeye, KARDEMİR’E eleman aldırmak olayı doğuyor, KARDEMİR’E ELEMAN ALDIRMANIN DA POPÜLARİTESİ, havası var elbet.

KARDEMİR’DE çalışıp emekli olanın yerine çocuğu alınırsa, KARDEMİR’E eleman aldırmak zorlaşıyor, öyle bir ihtimal azalıyor, öyle olunca da popülarite azalıyor elbet.

Neyse artık, bu kararı bekleyenler emekli olmak ile ötelemek arasında ki kararlarını verirler, bunun için beklemeye gerek kalmadı..

Sendikacılar da bir baskıdan kurtuluyorlar artık..

Bu kararın alınmasını isteyenler baskı yapıyorlardı..

Sendikacılar da baskıdan kurtuldular artık..

***

BİR OKURUMUZ “HANİ KARDEMİR, YIKILAN HASTANE YERİNE MESLEK OKULU YAPACAKTI..” DİYE SORMUŞ

Hatırlayan Karabüklüler vardır, mülkiyeti KARDEMİR’E ait bir HASTANE VARDI ve burasını İşleten Firma çok haklar yedi, çalışanlarının özlük haklarını vermeden battı/gitti.

O HASTANE YIKILDI, DAHA SONRA..

KARDEMİR’İN o zamanki Yönetim Kurulu Başkanı, Malatya eski Milletvekili Sayın ÖMER FARUK ÖZ yıkılan Hastanenin yerine MESLEK LİSESİ yapacaklarını falan açıklamıştı.

Sayın ÖMER FARUK ÖZ ile bir dostluğumuz olmuştu ve çok heyecanla, çok inanarak anlatırdı MESLEK OKULU olayını ve KARDEMİR’E OKULLU ELEMAN,OKULLU İŞÇİ yetiştireceğiz derdi..

Ülke sanayisine, bu okul vasıtası ile eleman yetiştirmekten söz ederdi.

Ama, hani derler ya EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMUYOR diye

Öyle oldu..

Bir hengame çıktı ve Yönetim de dengeler değişti, Sayın ÖMER FARUK ÖZ görevi bırakmak zorunda kaldı, O OKUL DÜŞÜNCESİ DE gümledi gitti..

Şimdi artık hiç mi hiç yapılamaz değil mi..?

***

DÜN SABAH GÖRÜŞTÜĞÜMÜZ BİR BELEDİYE İŞÇİSİ  “KADERİMİZE RAZI BİÇİMDE BEKLİYORUZ ABİ..” DEDİ

Karabük için, kimi çevreler EMEĞİN BAŞKENTİ falan derler, şahsen bu söze pek inanmam, zira Karabük’te emek pek kimsenin umurunda olmaz.

O nedenle çok ciddi EMEK ve EMEKÇİ olayları yaşanmıştır.

Bu yaşananların toplumsal bir desteği de pek olmamıştır..

Bakın KARABÜK BELEDİYESİ böyle bir süreci yaşıyor ve Karabük Belediye İşvereni ile Belediye-İş Sendikası arasında TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ yapılıyor/yapılıyordu ve çıkmaza girdi.

İşveren haksızdır, İşçi Sendikası haksızdır, bu ilgi alanımızda değil, işimizde o haklı, bu haklıyı arayıp/sormak/yargılamak değil

Yaklaşık BİN CİVARINDA işçiyi,5 bin civarında insanı ilgilendiriyor..

Kimsenin de umurunda değil.

En güçlü TOPLUMSAL ÖRGÜTLENMELER sıralanırken ;

1; SİYASİ PARTİLER  2 ;SENDİKALAR  3 ; VAKIFLAR  4 ; DERNEKLER olarak sıralanıp, tasnif edilir ve toplumsal olaylar noktasında SİYASİ PARTİLER yönlendirici olması gereken en güçlü toplumsal örgütlerdir..

Bu SÖZLEŞME UMURLARINDA MI KARABÜK’TE..?

Ya ; SENDİKALARIN UMURUNDA Mİ..

Bireysel ilgi göstersen ne, göstermesen ne GÜÇLÜ ÖRGÜTLER sustuktan sonra, DÜN BİR BELEDİYE İŞÇİSİ bize hayli dertli bir biçimde “ KADERİMİZE RAZI BİÇİMDE BEKLEYİP DURUYORUZ BE ABİ..” dedi.

İçimiz cııız etti doğrusu..

***

KARABÜK ÜLKE GENELİNDE “YAŞANABİLİR KENT OLARAK YAPILAN SIRALAMA DA…” 2O.NCİ DURUMDA

Karabük yaşanabilir Kentler sıralamasında 20.nci sırada yer alıyor ve bunun temelinde huzur ve güven ortamı baş rol oynuyor.

Turizm, Okullaşma, Eğitim de başarı ve ekonomik yatırımlar da etken.

Olayın tam bu noktasında Vali Sayın MUSTAFA YAVUZ ile İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Sayın İSMAİL GÖKÇEK, İl Emniyet Müdürü Sayın MEHMET ALİ HASAN KÖSE ve tüm birimlerinin çok ciddi çalışmaları,

Eğitim noktasında İl Milli Eğitim Müdürü Sayın NEVZAT AKBAŞ, büyük atılımlarla Karabük’te Sporu ve Üniversite Öğrenci Yurtlarını tertemiz ve hazır tutan Sayın COŞKUN GÜVEN  çok önemli rol oynuyorlar elbet.

Gelecekte 20.nci sıra daha da ileri aşamalara gelecektir kuşkusuz.

Gelmek zorunda da..

Özellikle TURİZM ve KÜLTÜR konularında Karabük’ün ciddi mesafeler alması gerek,çok ciddi mesafeler alması gerek ve bu potansiyeli var bu Kertin.

ORMANLARINI BİR DÜŞÜNÜN ALLAHAŞKINA.

ESKİPAZAR Hadrianapolis başlı başına bir değer bir turizm merkezi.

Biraz gayret ile turizm de, Kültür de çok ciddi mesafeler alınabilir.