Biz…
Sorunları çözmekte neden sorun yaşıyoruz.?
Hep debelenip duruyoruz.?
Neden aynı hataları tekrarlıyoruz.?
Bunun tek bir yanıtı olabilir.
Geçmişten güç almama.
Birikimi yok sayma.
Geçmiş ve gelecek arasında gelenek oluşturamama!
***
Söylemek gerekirse…
Gündelik çıkarlarımızın esiri olmuş durumdayız.
Böyle olunca da ne geçmişle, ne de gelecekle ilgileniyoruz.
Gündelik yaşamın cazibesine kapılmış vaziyette..
Popülizm yapmakla meşgulüz.
Birbirimizle didişmek…
Adeta mesleğimiz olmuş…
Bu yaklaşım.
Toplum gerçeklerinin anlaşılmasına darbe vuruyor.
***
Şimdi…
Söylemek gerekirse… …
Karabük’ün tarihi bir birikimdir.
Bu bizim gerçeğimizdir.
Gerçekleri yok sayarak yol alamayız.
Bazı toplumlar neden geri kalmıştır?
Hafızalarını yitirdikleri, geçmişle bağları koparıldığı için tabi ki de…
Geçmişle bugün arasında köprü kuramamış toplumların gelecek kaygıları olmaz.
Böyle toplumlar….
Bir anlamda pusulasız bir gemide yol almanın çaresizliğini yaşarlar.
***
Karabük’e bu pencereden baktığınızda …
Belli bir uygunluk ve iz düşümü görürsünüz.
Yani..
Ne yapacağını tam anlamıyla bilemeyen bir kent.
Esen rüzgara göre vaziyet almaya çalışan …
Hafızasını yitirmiş..
Tarihle bağını koparmış bir yapı.
Sürekli olarak gündeme taşıdığımız…
Ancak konuşması gerekenlerden bir türlü cevap alamadığımız…
Yenişehir’deki…
Erken Cumhuriyet dönemi yapılarının sahipsizliği…
Bunun en önemli kanıtı değil midir?
Bu kentin hafızasını gelecek kuşaklara taşıyacak olan…
Kurulması elzem olan Sanayi Müzesi nerede?
Evet…
Kentin tarihle olan bağı zayıfladıkça…
Hep birlikte bizde tükeniyoruz…
Ve…
İş yapma heyecanımızı kaybediyoruz!