Anlayarak bir işe başlamak….
O işi, istenen sonuca ulaştırmak için gereklidir.
Çok duymuşsunuzdur.…
Anlamadan, bilmeden iş yapmaya çalışanları.
Arkasından da başarılı olamadı diye söz edenleri.
Başarmak için önce meseleyi anlamak gerek.
Anlamadan hiçbir sorunu çözemezsiniz…
Sadece çözdüm sanırsınız.!
O kadar…
Bu durum insanın kendini aldatması gibi bir şeydir.
İnsanların anlamadan, bilmeden bir işi yapmaya çalışmaları ….
Çabalamaları ne hazin bir durumdur.
Yemek…
İçmek…
Bir ihtiyaçtır.
Bunun yanında bilgi de bir ihtiyaçtır.
İnsanlar, hayatta bilgiyi önemsemeden…
Yeme ve içme ihtiyaçlarını karşılıyorlarsa bir sorun var demektir.!
***
Bunları neden anlatıyorum…
Bugünlerde….
Milletin kafası olumsuz gelişmeler karşısında çok karışık.
Herkes bir sorumlu arıyor.
Suçlu arıyor.
Sürekli şikayet ediyor.
Peki biz…
Neye göre konuşuyoruz.?
Hüküm veriyoruz.!
Ünlü filozof Karl Marks’ın dediği gibi “görünenler gerçek olsaydı,
Bilime gerek kalmazdı”…
***
Bakıyorsunuz…!
Adam sosyal medyada dedikodulara göre bilgileniyor.
Buna bilgi denirse tabi…
Yani…
Bilmeden bilgi değersizleştiriliyor.
Daha doğrusu…
Kaynağa inmeden / bilmeden / anlamadan kamuoyu etki altına alınıyor.
Bu bakımdan…
Her tarafta “dedikoducu bir kolaycılık” kol geziyor.
Anlamadan / bilmeden konuşmak.
Kamuoyunu yanıltmak.
Dezenformasyon yapmak.
Oysa…
Anlamak; bilmekle mümkündür.
Bir toplumda bilgi yitikliği yaşanıyorsa o toplumda….
“Değer erozyonu” başlamış demektir.
Bunu asla unutmayalım…!