Hal ve gidişimiz üzerine neler söylenebilir…
Çok şey…
Sürekli gündemi değiştiren, rahatsız eden ve bizleri derinden üzen olaylar karşımıza çıkıyor.
Bu arada…
Herkesi ve her kesimi öyle bir hırs kaplamış ki…!
Sormayın gitsin.
Herkes kendi çıkarına göre yaşamı şekillendiremeye çalışıyor.
Bu noktada…
Birbiriyle çatışmaktan çekinmiyor..
Bir de…
Bilgi kirliliği etrafta cirit atıyor.
Birinin dediğini diğeri tutmuyor.
Acaba kim doğru söylüyor.?
İnsan kime inanacağına bir türlü karar veremiyor.
Yaşadığımız anın en kötü yanı ne diye sorarsanız hemen söyleyeyim.
“Belirsizlikler…”
***
Bir yerde belirsizlik varsa orada kaygılar artar.
Şüphe çoğalır.
Bu durum toplumsal depresyona neden olur.
Ayrıca…
Fay hatlarını kırar.
İstenmeyen gelişmelere kapı aralar.
***
Yine başa dönersek…
Kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor.
Yaşanılan süreçte barışı sağlamak mümkün müdür?
Bana sorarsanız hayır…
Çünkü…
Herkes bir şeylerin peşinde.
Herkesin kendine göre bir hesabı var.
Bu bir gerçekse…
Bana göre…
Barışı sağlamak zor.
Çünkü…
Hayatı kavgaya dönüştüren hesaplaşma…
Çoktan…
Türkiye’de her şeyi altüst etti bile…
***
Şimdi buradan nereye gelmek istiyorum.
İnsan için yaşam ;bir matematik denklemini çözme gücüne sahip olmakla eş değerdir..
Yani…
Verilenler
İstenenler
Yapılması gerekenler
Sonuç.
Şimdi….
Problemi çözmek için ne gerekli.?
Önce verilenleri çok iyi anlamak
Sonra muhakeme yeteneğini kullanmak
Ve çözüme başlamak
İşlem hatası yapmamak.
***
Yani…
Doğru toplama
Çıkarma ….
Çarpma ve bölme işlemlerini gerçekleştirmek.
Ve nihayetinde…
Sonuca ulaşmak.
Buna rağmen…
Doğru işlem yapamıyorsanız…
Hala…
Siz orada kimden/kimlerden şikayetçi oluyorsunuz.
Lütfen…
Önce….
Siz önünüzdeki işlemi/işleri doğru yapmayı öğrenin.
Sonra….
Ben hesabı mı doğru yaptım deyin.!
***
Yoksa…!