Sahiden…
Karabük bugünlerde neyi konuşuyor.?
Orman yangınını…
Zarar ve ziyanı…
Yangından zarar görenlerin durumunu…
Mağduriyetlerin giderileceğini
Yanan yerlere yeni ağaçların dikileceğini
Ev ve barakaların yapılacağını….
Konteynerlerin yola çıktığını
İhtiyaç sahiplerine dağıtılacağını…
Evet…
Şimdi söylemek gerekirse…
Karabük orman yangınları gerçekten tarihe geçti…
Kaç gündür…
Türkiye ve Karabük halkına yaşattığı stres ve üzüntü bambaşka oldu.
Şehir resmen uzaktan hem yangını hem de dumanı izlemek durumunda kaldı.
Fotoğraflar sosyal medyada yayınlandı.
Görüntüler çok moral bozucu idi.
Kurtarma mücadelesine birçok ilden itfaiyecinin katılmış olması felaketin boyutunu göstermesi bakımından dikkat çekiciydi.
Gerek Ovacık gerekse Kahyalar köyü orman yangının ortak yönü sarp dağlık arazi üzerinde karadan ulaşımın güçlükle yapılabildiği bir arazi üzerinde gerçekleşmiş olmasıdır.
Bu da bize yangın söndürmede uçak ve helikopterlerin ne kadar önemli olduğunu açık ara göstermiş oldu.
***
Karabük…
Söylemek gerekirse 21 Mayıs 1998 ‘den beri böyle bir felaketle karşılaşmamıştı.
21 Mayıs 1998’te aşırı yağan yağmurla oluşan sel felaketinde ben Safranbolu’dan Karabük’e ulaşamamış ve o gün derse girememiştim.
İnsanların ana caddede botlarla kürek çekerek karşıdan karşıya geçmeye çalıştıklarına şahit oldum.
O zamanda…
Sel felaketi nedeniyle birçok esnaf zor durumda kalmış, dönemin siyasilerinden zararın karşılanmasını istemişlerdi.
***
Allah’a şükürler olsun ki yangın sona erdi.!
Soğutma çalışmaları başladı….
Resmi görevliler ve gönüllüler yangını önlemek için ellerinden ne geliyorsa yaptılar.
Gece gündüz uğraş verdiler.
Gerçekten…
Verdikleri mücadele cephede verilen savaşları anımsatıyordu.
Hele o fotoğraf karesine konu olan Sinoplu İtfaiyeci genç yok mu?
Ayakları su topladığı halde uğraşına devam etmiş.
***
Bundan sonra ne yapmak gerek mi?
O’ nu da isterseniz yarın tartışalım.!
Olmaz mı?…