Cumhuriyet Kenti ile birlikte…
Kentin girişinde…
“Demir – Çelik ve Ray’ın başkenti Karabük’e hoş geldiniz”
Tabelası olmalıdır.
Çünkü; demir tarihsel süreç içinde Karabük’ün kaderi olmuş çok önemli bir madendir.
Madenlerin en kullanışlısıdır.
Demirin üretim aracı kullanılmasıyla birlikte tarımsal alanda devrim yaşanmıştır.
Saban ve demir yaşanılan süreç içinde toprağın işlevini artırmıştır.
Ve en önemlisi demirin silah yapımında kullanılması savaş teknolojisinde değişikliklere yol açmıştır.
Bunu kullanamayan toplumlar çok kısa sürede tarihten silinmişlerdir.
Tarihte bunun en açık örneği Hititlerdir.
M.Ö 1200 yılında demirden yapılmış silahlarla Hititlere saldıran Trak kavimleri onları yerle bir etmiş ve muhteşem medeniyeti kendi kontrolleri altına almışlardır.
Hititlerin henüz bu aşamada demiri bilmemeleri ve savunmalarını bakır silahlarla yapmaları kendilerine pahalıya mal olmuştur…
***
Demir ve Karabük…
Karabük’ün demirden soyutlanıp incelenmesi ve yoruma tabi tutulması olanaksız gibi bir şeydir.
Karabük, Türkiye Cumhuriyeti’nden önceki devirler zamanında da demir kültürüne sahip bir kentti.
Karabük’ün yerleşim alanlarından biri olan Sipahiler Köyü’nde bulunan küre havuzu(demir elde etmek için yapılmış atölye)Roma döneminde, bölgede demir ihtiyacını karşılayan önemli bir zanaat/üretim şehri idi.
Kültürel genlere göre değerlendirme yapılacak olursa, Karabük’ün oluşumunda demirin geçmişten kaynaklanan yönlendirici bir gücü ve yönü de bulunmaktadır.
Tarihten gelen bir birikime dayalı olarak Karabük’ü anlatmak tarihsel gerçeklere uygun bir izahat olacaktır.
Demire ait birikim, bilindiği üzere günümüzde de Karabük’te canlılığını korumaktadır.
Hatta Karabük’e hayat vermeye devam etmektedir.
***
Yenice ormanları da bu açıdan medeniyetimizi tanımlayan önemli yapı unsurlarından biridir.
Roma döneminde çok meşhur bir özelliğe sahip bu ormanlar, Osmanlılar döneminde de aynı alanda hususiyetini korumuş ve bu cihan devletinin gemilerinin yapımında önemli bir yer tutmuştur.
***
Eflani, Hulana adıyla Hititler döneminden beri bir hayvancılık diyarıdır.
Yün anlamına gelen bu sözcüğün tarihsel anlamda taşıdığı önem ortadır.
Safranbolu gibi bir kent, dericilik alanında gelişme gösterirken bu alandaki başarısını Eflani’de yetiştirilen ve bu yöreden getirilen büyük ve küçükbaş hayvanlara borçludur.
***
Safranbolu, bilindiği üzere mimari açıdan çok önemli bir kenttir.
Bu muhteşem yapıların çoğu 19.yüzyıldan kalmadır
.Safranbolu 19.yüzyılda ne yaptı da bu görkemli yapılara sahip oldu dersiniz?
Şu ana kadar hiçbir araştırmaya konu olmamış bu sorunun yanıtını; adı geçen kentin, başta Rusya olmak üzere Avusturya ve Fransa ile yaptığı deri ticareti bizlere vermektedir.
Safranbolu, Batı Anadolu’da aynı İzmir kenti ne ise gelişmişlik açısından aynı konumda olan bir yerleşim noktası idi.
19.yüzyılda lonca ekonomisinin can çekiştiği bir ortamda İmparatorluğun, kapitalist ilişkiler açısından kendini aşmış nadir kentlerinden birisi idi.
Eski çarşıda sayısı 120’yi bulan ve günümüzde sanayi müzesi haline getirilmesi düşünülen tabakhaneler zaten bu durumu kanıtlar niteliktedir.
***
Eğer Karabük iline özgü bir folklor yaratılmak isteniyorsa, bu yapılırken de özgün bir nitelik aranıyorsa bunun merkezi Türkmen diyarı Ovacık ve Eskipazar olmalıdır.
Çünkü Türk boylarının halisane yerleştikleri yerler özellikle Tamışlar, Bayındır, Kayı, Beydini gibi köyler geleneksel renklerimizin canlılığını yakalama ve tanıma açısından önemli birikimlere sahiptirler.
Karabük, daha nice gün yüzüne çıkarılmamış eski medeniyetler diyarıdır.
Anadolu medeniyetine ait birikimleri…
Bugün ve yarınlar için çok iyi değerlendirmek gerekir…!
Ancak…
Bunu yaparsak….
Memleketimizi yüksek kültür seviyesinin üzerine çıkarabiliriz.!