Karabük….
Gelişen süreç içinde kendine has bir model oluşturamadan, değişime uğrayan bir kent olarak çekingeli bir biçimde var olmaya çalışmaktadır.!
Yani…
Söylemek gerekirse…
Şehirleşme süreci bu mekanda akamete uğramıştır.
Sanayileşmeye rağmen saf haliyle işçi kenti diyebileceğimiz sosyolojik yapı ortaya çıkmamıştır.
Yeni kurulan bir şehir olarak…
Maalesef…
Başka kentlere örnek olabilecek “Karabük Modeli “ de oluşturulamamıştır.
Bunun nedenini…
Tarihsel olarak…
Kuruluş yılları ile başlayan şehirleşme sürecinin aşamalarında aramak gerekir.
***
1950’lili yıllardan itibaren liberal ekonomi uygulamaları ile Karabük’te tamamen olmasa bile köylülüğün terk edilme süreci birlikte mesleklerde belirginleşme başladı
1960 yılına gelindiğinde 114 çeşit mesleki ve sosyal teşekkül Karabük cemiyet hayatına damgasını vurdu.
Karabük’te köylülük düzeninden gelen ve kentin kendine sunduğu olanakları iyi değerlendiren demir kaynaklı yeni bir sanayi ve tüccar zümresi ortaya çıktı.
Ancak bu zümre (sınıf demiyorum) batıda olduğu gibi tarihsel bir ortamın ürünü değildi.
Tesadüflerin ve ihtiyaçların ortaya çıkardığı bir zümre idi ve tarihsel olarak karşılığı da yoktu.
Bu sosyolojik zümre kendi iç çelişkisi nedeniyle hiçbir zaman homojenleşemedi.
Sürekli birbiriyle didişti.
Kendi kültürünü ortaya koymada başarısız oldu.
Karabük’te geçmişten günümüze gelen süreçte çok sayıda yerel gazetenin çıkma nedeni bu kavganın kamuoyuna yansımasından başka bir şey değildir.
Karabük basını bu didişmenin aracı olmuştur.
Bu nedenle Karabük basın tarihine baktığınızda o kadar çok gazete çıkmıştır ki…
Sahipleri bile, kendi çıkardıkları gazetelerin adlarını bilmezler.
Bu da içerde yaşanan çıkar kavgasının şiddetini göstermesi bakımdan çok manidar bir durumdur.
***
Kentte sosyal yapının bir türlü türdeşleşememesi , sosyal zümreler arasındaki didişme , kentin bu süreçte sahipsiz kalmasına neden olmuştur.!
Sahiplenmeye dair bir iki gelişme rahmetli Belediye Başkanı Necmettin Şeyhoğlu’nun 3 Nisan kutlamalarını 1970 ‘li yıllarda başlatmasıyla start almış ancak bu teşebbüsün gerisi getirilemediği için bir sonuç alınamamıştır.
Gelinen noktada Karabük’te, bu sahiplenmeyişin günümüzde , her alanda sıkıntısı yaşanmaktadır….
Yaşanmaya da devam etmektedir.!