KARABÜK’Ü SAHİPSİZ BIRAKAN GERÇEK.!

Mesleğimiz gereği bugün…

Okuyucuyla biraz tarih sohbeti yapalım istedik.

Tabi bu isteğin haklı bir gerekçesi var.

Türkiye’de hiç kimse geçmişe bakıp ders alma ihtiyacı duymuyor.

Varsa da yoksa da bugün…

Geçmiş ve gelecek bizi fazla ilgilendirmiyor.

O nedenle gelecek hakkında fikir yürütmek bu ortamda çok zor.

Bu yaşayış biçimi bize çok büyük sorunlar açabilir…

Açıyor da…!

***

Başımıza bir felaket geldiği zaman kıvranmaya başlıyoruz.

Hemen kurtarıcı aramaya başlıyor…

Birdenbire çaresiz kalıyoruz…

Neden.?

Çünkü bizi, biz yapan değerlerle ilişkimizi kopartmışız.

Böyle bir toplum geleceği kucaklayabilir mi?

Ya da kendine yakışan değerleri üretebilir mi?

Sorunlarını çözebilir mi?

***

O nedenle geçmişi bilmek önemli.

Nereden geldik…?

Bugün neredeyiz…?

Nereye gidiyoruz…?

Bu soruların yanıtları hepimizi yakından ilgilendiriyor.

Şimdi gelelim…

Karabük tarihi ile ilgili bazı mülahazalara

Buna ihtiyacımız var mı?

Elbette var..!

***

Karabük, ortaya çıkardığı ve geliştirdiği değerler açısından bilimsel ve sosyolojik açılardan araştırılması gereken bir kent …

Söylemek gerekirse…

Cumhuriyet Türkiye’sinin laboratuvarıdır.

Tarihsel süreç içinde yaşadığı talihsizlikler….

Bu gerçeğin tarafımızdan sürekli tekrarlanmasını engelleyemez.  

Bugün bu köşeden….

Şimdiye değin hiç kimsenin üzerinde durmadığı …

Ancak, Karabük’ün anlaşılması açısından bizlere yarar sağlayabilecek bazı tarihsel ve sosyolojik değerlendirmeleri yapmaya çalışacağım.

***

Karabük’ün bugünkü konumu nedir?

Önce bunu yanıtlamaya çalışalım.

Karabük, köy kültürüne sahip bir toplumsal yapının, kentleşme aşamasına yönelmedeki en güzel örneğini oluşturmaktadır.

Aynı zamanda Türklerde şehir anlayışının Cumhuriyetle birlikte kazandığı niteliğe açıklık getirmektedir.

Bu özelliği yanı başımızdaki Safranbolu’da görme olanağı yoktur.

Çünkü o Osmanlı kültürü ile yoğrulmuş, Osmanlı öncesi kültürleri de içine alan çok yönlü bir komplekstir…

Bu açıdan yaklaşımda bulunulduğunda Karabük, kentleşme ve ona bağlı olarak oluşturulmaya çalışılan endüstri/üretim kültürü açısından Cumhuriyet Türkiye’sinin göz bebeğidir.

Cumhuriyetin en önemli belgesidir.

Günümüzdeki önemi de buradan kaynaklanmaktadır.

Karabük’ün tarihi ve sosyolojik açıdan değerlendirilmesi ,Cumhuriyet ile birlikte başlamaktadır.

Cumhuriyet tarihinde görülen bütün yükselişlerin ve ekonomik anlamda yaşanan sevinçlerin ve krizlerin seyrini Karabük özelinden okuma olanağı vardır.

***

24 Ocak 1980’de alınan ekonomik kararları….

Karabük tarihinin dönüm noktasıdır.

Arkasından  gelen 12 Eylül askeri darbesi….

Liberal ekonomi siyaseti ve özelleştirme siyasetinin başlaması.

Özallı yıllarla birlikte devletin ekonomiden elini çekmesi…

 Ve bu siyaseti, toplumsal rahatsızlıklara yol açmasına rağmen sürdürmeyi hükümet politikası haline getiren siyasal iktidarlar dönemi…

Karabük, bu değişim sürecini, kendi hayatında en acılı ve sancılı bir biçimde yaşadı.

Ancak, kendi özgüveni ile ayakta kalmasını da bildi.

8 Kasım 1994 direnişi bunun çok önemli bir kanıtıdır.

Eskiden Kardemir Karabükspor’un yaptığı maçlarda…

Necmettin Şeyhoğlu stadyumunda çokça duyduğumuz ;”Direne direne yeneceğiz” sloganı bugünlerden kalmadır.

Kentsel özgüvenin en önemli belgesidir.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz:

Devletçi, korumacı ekonomi siyasetin izlendiği yıllarda Karabük; ,Cumhuriyet kültürü içinde 1970’li yıllara kadar, muhteşem bir zenginliği, tadını çıkara çıkara, doyasıya yaşamıştır.

Oysa günümüzde; küreselci anlayışa sahip, bireysel , özelleştirmeci, sürekli tüketimi teşvik eden    neo-liberal ekonomi siyaseti….

Son tahlilde…

Karabük’ü  sahipsiz bırakmıştır.!