Site icon Karabük GERÇEK Haber

NE GÜNÜ ?

GERÇEK YORUM; NE GÜNÜ ?

3 Nisan 2025 tarihinde Karabük Ticaret ve Sanayi Odasının Meclis Toplantı Salon’unda  gerçekleştirilen bir görüşmede; Valimiz Sayın Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7-8 Ağustos günü, Karabük’ün plakasından da esinlenerek “Karabüklüler Günü” olarak kutlanması kararlaştırılmış, bu düşünce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız Fatih Çapraz tarafından da desteklenerek kabul görmüştü….

Sosyal medyada “Karabüklüler Günü” meselesi çok yönlü tartışmalara neden oldu.

Çünkü…                                           

Gerçekte…

Karabük’te tarihsel anlamda kutlanması ve anılması gereken iki gün vardır.

Bunlardan biri, 3 Nisan Demir Çelik Fabrikalarının temelinin atıldığı gün.

“Yurt sofrasının” iş, aş ve umut dağıtmaya başladığı an.

Karabük’ün kuruluşu….

Şehirde yaşayanların hatta Türkiye’de herkesin bayram yapması gereken gün:

“Sanayi Günü”….

Oysa ‘3 Nisan’sız bir Karabük asla düşünülemez.

Sivrisinek yuvası olan çeltik tarlalarından çelik üretimine geçiş.

Osmanlı’da bir türlü gerçekleştirilemeyen sanayi devriminin başlaması.

Bu gelişme….

Öyle savsaklanacak, göz ardı edilecek bir durum değil.

ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nden rahmetli Doç. Dr. Emre Madran’ın dediği gibi “Cumhuriyet’in en önemli belgesi Karabük’tür. “

Öyleyse Karabüklüler olarak bizim heyecanla , neşeyle, sevinçle kutlamayı beklediğimiz gün “3 Nisan“ olmalıdır ve başka günlerle de gölgelenmemelidir.!

***

Karabük’ün ikinci günü “ 8 Kasım Zafer” günüdür.

Bu günü, NFS Ajans genel yayın yönetmeni ve yılların gazetecisi Sayın Nimet Özgün,”8 Kasım Emeğin ve Alın terinin Zaferi’dir” yazısında şöyle anlatıyor;

…Karabük’te iki tarih vardır. Biri 3 Nisan Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nın temelinin atılması, diğeri 8 Kasım bu temellerin sağlam sarsılmaz yüreklerle sağlamlaştırıldığı, yeniden can suyunun verildiği gündür. 8 Kasım Zafer Bayramı’dır. Alın terinin milad yazdığı gündür.

Gerçekten ekonomik kriz nedeniyle….

 5 Nisan 1994’te dönemin Başbakanı DYP Genel Başkanı Sayın Tansu Çiller’in açıkladığı ekonomik önlemler paketine göre….

Kamunun sırtında bir kambur ve yük olarak görülen Karabük Demir Çelik İşletmeleri kapatılmak istenmiş, ancak halktan her kesimin birlik ve dayanışma sergilemesi karşısında hükümet geri adım atmak zorunda kalmıştı….

O günlerde oluşturulan Şehir Meclisi’nin sürekli hükümetle istişarede bulunması,  oluşan tepkiler neticesinde, şehirde başlatılan 4 saatlik hayatı durdurma eylemi ile  DÇ işletmelerinin kapatılması engellenmiş, özelleştirilmesine karar verilmişti…

Balık hafızamız bunları unutmuş olabilir.

Ancak bu tarihsel anları her daim hatırlamak ortak hafızayı oluşturur ve canlı tutar.

Çünkü bir ülkenin olduğu bir kentinde kendine göre tarihi vardır.

O nedenle….

Sayın Valimiz Mustafa Yavuz’a, Sayın Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız Fatih Çapraz’a ve Sayın Belediye Başkanımız Özkan Çetinkaya’ya bu yazı dolayısıyla çağrıda bulunuyorum:

1962’de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinden, ”Kuruluşunun XXV. Yılında Karabük” adlı kitabın yazarı Prof. Dr. Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu’nun kurduğu “Karabük Araştırma Merkezindeki “ belgeleri Karabük’e getirelim.

Kentin sahiplenildiğini gösteren “Karabük Araştırma Merkezi’ni” kentimizde kuralım.

Böylece…

Karabüklü, Karabük’e ait aidiyet duygusu oluştursun.

Bu iki tarihsel günü bilinçli bir biçimde kutlayıp ve  aynı zamanda analım…

Olmaz mı?….

Exit mobile version