Karabük İl oldu.
Ancak…
Bu süreçte…
İl kültürü türdeşleşemeden sektelere uğradı…
Daha doğrusu…
Demografik yapıda meydana gelen hızlı değişim sonucunda…
Eskisi ile olan bağını kopardı…
Ağır sanayinin kendine sunduğu devletçi kültür ve yaşam tarzı, zamana yenik düştü.
Kendine özgü olanı, ileriye taşıyamadı.
Tarihe miras bıraktı.
***
1980 sonrası ağırlığını iyice hissettiren neo-kapitalist ekonomi.
Türkiye ve dolayısıyla Karabük’te alışılmış değer yargılarını alt üst etti.
Böylece bizler…
Bencillikler diyarında…
Çıkarlarımızın önde gideni olduk.
***
Demir Çelik tesislerinin kuruluşu ile birlikte onun bir sportif yansıması olarak ortaya çıkan Karabükspor’un başına gelen olumsuzluklar…
Bencillik anlayışımızın en büyük yansıması oldu.
Bu noktada, Karabük’ün sahipsiz kaldığını duymayan kalmadı.
Öyle ki…
Erken Cumhuriyet dönemi mimarisinin seçkin örneklerini bünyesinde taşıyan Yenişehir donatıları, sinemanın ve bazı sosyal tesislerin kaderine terk edilmesi de nasibini aldı.
Bu yapıların bakımsızlığı ve hatta bazılarını yıkma düşüncesinin etrafta konuşulmaya başlaması, neye işaret eder.!
Elbette…
Kentin hafızasını hiçe saymayı
Ortak bir anlayışta, davranış birliği gösterememeyi …
***.
Kentin türdeş bir kültürde buluşabilmesi …
Geçmişten gelen birikimi gelecek için kullanma ile gerçekleşebilir.
Bu husus…
Uzun bir süreci kapsar…
Bu bakımdan…
Kentte ortak hafızayı hatırlatacak objeler olmalı.
Müzeler bu bakımdan çok önemli…
Ancak….
Karabük bu bakımdan da çok şanssız bir kent.
Şansızlık…
Duyarsızlıkla birleşince …
Olan bize …
Ve elbette…
Kent yaşamına oluyor.!