Anadolu’da kentlere baktığınızda mazilerinin tarihin derinliklerinde olduğunu görürsünüz.
Ama Karabük için aynı durum söz konusu değildir.
Hani ne derler….
“Bu çocuk elime doğdu…
O’nu benden başkası bilemez.
Evladım gibi…
Ona bir şey olmasını asla istemem….”
***
Karabük anlatılan bu çocuğa ne kadar çok benziyor değil mi?
Düşünün bir kere…
Kentin kuruluşuna ait bütün siyah-beyaz ve renkli fotoğraflar elimizde…
Böyle bir şansa sahip bir kent var mı?
Bazı Anadolu kentlerinin isimlerinin nereden geldiği bile bilinmezken Karabük’ün ismi öz be öz Türk ismi…
Bük….
Çalılık yer…
Bostanbükü, Kadıbükü, Ötebük, Günbük…
Öyle bir coğrafya ki…
Nereye baksan “bük”…
Bük’ün ; kadısı, bostanı,, karası, ötesi, günü var.
Toponimi bilgisi tamamen yerli ve bize özgü…
Türkiye’de şehir adlarında çok nadir görülen bir durum bu…
***
Karabük’ü anlamaya çalışmak ve onun üzerinden tezler oluşturmak kendi yaşamımızı sorgulamak gibi bir şey adeta..
Adı üstünde
O bir Cumhuriyet kenti ve onun armağanı.
Ağır sanayimizin göz bebeği…
Sanayi kültürünün merkezi…
****
Karabük, bugünlerde yeni düşüncelere gereksinme duyuyor…
Kendini yarınlara taşıyacak
Ekonomik düzlüğe çıkaracak…
Mazideki başarılarını aratmayacak…
****
Üretilecek düşüncelerin…
Çıkar ilişkilerinden uzak…
Toplumu kucaklayıcı,
Kitlelere hareket ve güç verici,
Kendi içinde tutarlı ve yol gösterici olması gerekiyor…
****
Bunu nasıl yaparız…
Bilemiyorum ama…!
Sanki tılsımlı bir ele ihtiyaç var…
O el Karabük’e dokunacak,
Ve Karabük o zaman vizyon kazanacak
Geleceğe umutla bakacak.
Sizce…
Bu mümkün mü?