Site icon Karabük GERÇEK Haber

SİZCE HANGİSİ ?                                          

GERÇEK YORUM: SİZCE HANGİSİ ?

Geçenlerde bir yazı okudum,

”Kent duyarsız olursa, şehir ölü olur.”  diyordu.

Burada bizi ilgilendiren iki durum var.

Birincisi; kentin duyarsız olması…

İkincisi ise ölü kent tanımlaması.

Bunlar bir kentin vaziyetini/durumunu anlamada kullanılabilecek iki önemli kavramdır.

Gerçekten…

Karabük il olalı bir türlü değişime ayak uyduramadı.

Yani…

Kendini aşamadı.

Ortaya şehir kültürü olarak bir üretim sunamadı.

Hep hazırdan tüketti.

Genlerinde olan devrimsel/dinamik düşünceleri günümüze taşıyamadı.!

Benzetme yerindeyse…

Karabük homojenleşemedi.

Herkes kendi çıkarları doğrultusunda türkü uydurma derdine girdi.

Deyim yerindeyse…

Bölgesellikten / yerellikten kendini kurtaramadı.

O zaman Karabük ile ilgili olarak şu soruyu derinleştirerek kendi kendimize sormamız gerekiyor.!

Cumhuriyet; kent kültürü oluşturma noktasında Karabük özelinde başarısızlığa uğramıştır diyebilir miyiz.?

Tastamam öyle.!

Karabük’ün görünen hali bu başarısızlığın bir görüntüsüdür.

Bunu mimari anlamda da gözlemlemek olanaklıdır.

Bir zamanlar Erken Cumhuriyet dönemi mimarisinin güzide örneklerini bünyesinde taşıyan Yenişehir konutlarının ve sosyal tesislerinin bugünkü tanınmaz durumu her şeyi çok güzel anlatmaktadır.

Bu yapıların bakımsızlığı ve hatta yıkılmak istemeleri neyi işaret eder.!

Hiç düşündünüz mü?

Acaba Cumhuriyet, ortak bir tarih / kent bilinci oluşturmuş olsaydı günümüzde Yenişehir konutları tescillenip koruma altına alınmaz mıydı?

Yenişehir Sinemasının giriş kapısına saçtan bir demir levha çakılır mıydı?

Bekar pavyonlarının yakınlarındaki 250 kişinin aynı anda yemek yemesine uygun olarak yapılmış sosyal bina yıkıma terkedilebilir miydi?

Söz verildiği halde istenseydi…

Şimdiye kadar Yenişehir konutlarının çatıları yenilenmez miydi?

Bu şehirde…

 Kent Konseyi’nin varlığına karşın tepkisizlik hali varsa bu duruma ne demeli?

***

Koskocaman bir “duyarsızlık / tepkisizlik ” hali..

Öyle değil mi?

Ne yaparsak yapalım.

Kentte….

“Ortak bir kültür/davranış” beraberliği oluşmuyor.

Yani….

Tarihsel gerçeklik sürdürülemeyip dışlandığı için….

 Homojenleşme olmuyor.

Ya da…

Bireysel çıkarlar kamusal çıkarların önüne geçtiği için kent kendi gerçekliğinden uzaklaştırılmış oluyor.

Sizce hangisi?

Exit mobile version