Mor Safran Kültür Sanat Derneği ve Karabük Belediyesi’nin işbirliği ile 12-18 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen Karabük Kitap Günleri sona erdi.
Mor Safran Kültür Sanat Derneği Başkanı Sayın Döndü Açıkgöz hanımefendi ile Karabük Belediye Başkanı Sayın Özkan Çetinkaya’yı bu düzenleme ve etkinlik için kutlarım.
Karabük Belediye Başkanı Sayın Özkan Çetinkaya’nın da belirttikleri gibi belediyelerin görevi sadece kaldırım taşlarının tamiri ve alt yapı hizmetlerinin yerine getirilmesi olmamalıdır.
Belirttikleri gibi….
İnsana dokunmak, zihnin inşa, ihyasına yardımcı olmak ve milletin ruhunu besleyecek gelişmelere destek vermek, yerel yönetimlerinin halk adına yapacağı hizmetler arasında yer almalıdır.
Kitap Günlerine birçok yazar katıldı. Yapıtlarını okuyucularla buluşturdular. Eserlerini imzaladılar.
Bunlar kentimize yakışan, takdirle karşılanması gereken kültürel gelişmelerdir.
Ancak kitap günlerinin son gününde yapılan ve seçkin edebiyatçı ve yazarların katılımıyla gerçekleşen ”Gelen Gidenlerin İzinde Yaşayan Edebiyat” paneline ilgi çok azdı.
Bu durum geçekten üzüntü verici bir gelişme idi.
Ve….
Her şeyden önce davet edilen panelistlere yapılan büyük bir ayıptı.!
Panele; Feyza Hepçilingirler, Hasan Hüseyin Yalvaç, Tahsin Şentürk, İbrahim Tığ ve Keramettin Çetin katıldılar.
Panelin moderatörlüğünü Mor Safran Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Sayın Döndü Açıkgöz yaptı.
Konuşmacılar, Karabük’ün yaşayan ve aramızdan ayrılan sanatçılarını andılar. Özellikle rahmetli şair İbrahim Yıldız yazmış olduğu şiirler ve sanat anlayışı değerlendirmelere konu oldu.
Sanatçılarla, anıları olan konuklar, ben dahil görüşlerimizi ve duygularımızı belirtme olanağı bulduk.
Ayrıca….
Şairler kendi şiirlerini okuma zarifliğini gösterdiler. Şiirin zaman ve mekan kavramında öykü ile birlikte tarihselliğinin önemine vurgu yaptılar.
Özellikle öykü ve romanlarıyla 60 kadar eserin sahibi olan Feyza Hepçilingirler öykü yazarı nasıl olur, yazarlık hissiyatı nedir ne değildir gibi sorulara kendi birikimlerinden yola çıkarak yanıtladılar.
Sözün kısası…
Karabük’ün bu türlü sanatsal ve kültürel etkinliklere ihtiyacı var.
Belediyecilik, Sayın Özkan Çetinkaya’nın sosyal medya sitelerinde yer alan beyanlarında belirttiği gibi sadece imar işleri ile uğraşmak değildir.
İnsanların gönüllerini kazanmak ve onları ihya etmektir.
Karabük’te bu uğurda 15 yıldan beri hiçbir kültürel ve sanatsal etkinlik yapılmadı.
Yetkililer belediyeciliği sadece “beton atmakla “sınırlandırdılar.
Tarihsel gerçekler göz ardı edilerek…
Karabük bir Cumhuriyet kenti olarak kurulmuşken köye dönüştürüldü.
Hayat monotonlaştırıldı ve kısır parti kavgalarına kurban edildi.
Birçoğumuzun Karabük’ün eski yaşamını arar olamazın nedeni işte bu…
Yazık değil mi?..