Sevincin, mutluluğun ve neşenin zirve yaptığı anlar, özel olarak kutlanan gün, günler… Bu kez iki bayramımızı bir arada kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz… Şeker Bayramı (Ramazan Bayramı) ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
KUTLU OLSUN… HAYATIMIZ BAYRAM OLSUN.
İki fotoğrafım ve Can Dündar’ın çok beğendiğim bir yazısını sizinle paylaşayım.
HER GÜN BAYRAM
Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz
kalınca anlar insan…
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir;
sevmeninkini yalnızlık…
Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni
kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp “Çok şükür bugünü de gördük” diyebilmek…
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmuş bir
ilişkiyi bitirmek de öyle…
En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini
bölmek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara
düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.
Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede
üstüne serilen battaniye, saçlarını müşfik bir sevgiyle
okşayan anne bayramdır.
“Ona güvenmiştim, yanılmamışım” sözü bayramdır.
Hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram…
Yeni eve asılan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış
ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son
taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır.
Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda
karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi,
nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram…
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır.
Her gününüz bayram olsun!
CAN DÜNDAR