KARABÜK’E ENGEL OLANLAR…!

Karabük; sanayi şehri olarak bir zamanların gözbebeği olan bir kentti.

Buna rağmen…

Kentin tarihsel süreç içinde birçok şansızlıkları oldu.

En büyük şansızlığı ;  Zonguldak merkezli siyasetin kurbanı olmasıdır.

Yoksa Karabük , Zonguldak’ın gölgelemesinde   siyasi bir engel ile karşılaşmamış olsaydı…

Gerçekten durum bugün için çok farklı olurdu.

***

Karabük Postası’nın 1958 tarihli  nüshalarından izlenebileceği gibi..

Bu yıllarda İL olabilecek durumdaydı.

1958 yılında İŞ OKULU’nu açan Karabük…

Yine bir İŞ ÜNİVERSİTESİ’nin kuruluşunu gerçekleştirebilirdi.

Şehirde bu konuda üretilen siyaset , Zonguldak üzerinden isteklerini bir türlü Ankara’ya ulaştıramadı.

Düşünün bir kere…

1956 yılında Ankara’da ODTÜ açılmış…

O’nu tamamlayan bir Üniversite’de o yıllarda Karabük’te hizmete girmiş olsaydı…

Ne müthiş bir şey olurdu değil mi?

***

Karabük’te yaşayanlar hep devran böyle dönecek düşüncesiyle hareket ettiler.

Gelecekle fazla ilgilenmediler.

Günlük politikalara ve gelişmelere kendilerini kaptırdılar.

Bazıları da….

Karabük’te kazandıklarını başka şehirlerde yatırıma dönüştürünce…

Olan oldu…

***

İkinci şansızlık…

Soğuk Savaş yıllarında…

Süper güçlerin etkisinde kalarak…

Komünizm gelir korkusuyla yaşamak oldu.!

Bu durum sağ görüşlü siyasetin Karabük’te kökleşmesine yol açtı.

Karabük’te büyük bir kesim sol görüşlü siyasi partilere hep çekince ile baktı.

Bu yönüyle Karabük…

Farklı görüşlerin şehir siyasetinde  ve geleceğinde rol oynamasında izin vermedi.!

Bu durum günümüz de de aynen devam etmektedir.

***

Karabük’ün aktörleri…

Tek tip siyasetin izleyicileri olarak kendi içlerinde kavgaya tutuştular.

Bunun geçmişte Karabük’te en önemli örnekleri Demokrat Partili Tarık As ve Fevzi Fırat arasındaki çekişmedir.

***

Tarık As ve Fevzi Fırat her ikisi de Demokrat Partili idi.

Aynı partinin adayı olarak…

1950-1960 yılları arasında belediye başkanlığı yapmışlardı.

Buna rağmen….

Siyasi rekabete girdiler.

Yeni Karabük ve Demokrat Karabük gazeteleri bu rekabetin sözcüsü oldu.

Düşünün bir kere…

Aynı partinin üyesi olacaksınız.

Aynı dava için mücadele vereceksiniz…

Ancak…

Çıkarlar söz konusu olduğunda birbirinizle uğraşacaksınız.!

Bu…

Taşra usulü siyaset ….

Bize ne kadar tanıdık geliyor değil mi?