Kent yaşantısında günümüzde kabul edilemez anormal şeyler oluyor.!
Eskiden olmaz mıydı?
Elbette olurdu.
Ancak son yaşananlara bakıldığında…
Kentimizde bardağı taşıran olaylar olmaya başladı.!
Kadınların caddelerde, AVM’lerde birbirleriyle dövüşmesi…
Bunlar çok alışık olduğumuz şeyler değil.
Elbette…
***
Geçmiş zamanlarda…
Sokak aralarında çocuk yüzünden birbirine hakaret etmeler şeklinde hafif meşrepli kadın kavgaları olurdu….
Unutulur giderdi…
Hasım kültürünün oluşmasına geçit vermezdi.
Kavga eden kadınlar bir iki gün sonra yeniden komşuluk ilişkisini sürdürürdü.
Şimdi tam tersi oluyor.
Lütfen sosyal medyadaki şu habere bakın:
“Hasımlı iki grup arasında tartışma sonrası” kavga çıktı…
***
Sosyal medyada bu konudaki şikayetler bir türlü bitmiyor.
Karabük Belediyesi eğlence ortamı oluşturma adına Luna Park kurulmasına izin verdi.
Ancak, Luna Park’a aileler, araştırılması gereken bazı durumlardan dolayı gidememekten şikayetçi.
Şimdi…
Kordon Parka gidememe
Luna Parka gidememe…
Söylemek gerekirse…
Bu kadar başıboşluk hayra alamet değil.
Kenti magandalara teslim etmemek gerek.!
Yani…
Birincil olarak…
Kentteki yaşamı altüst edecek tutum ve davranışlara izin vermemek lazım.
Ne demek mi istiyoruz?
Buna biraz açıklık getirelim isterseniz.
Bir kere…
Kentte yaşamanın farkında olarak hareket etmek ilk şart.
Bu da…
Kentin kurallarına göre yaşamayı kabullenmekten geçmektedir.
Bu husus kentli olmanın önemli vasfı, hatta olmazsa olamazıdır
Kentlilik hali; her şeyden önce kabullenilmiş, herkes tarafından benimsenmiş yaşama biçimine göre oluşur.
Biz buna “ kent kültürü” diyoruz.
Bu hal kent ile insanlar arasında karşılıklı etkileşimin sonucunda kendini var eder.
Ve….
Kente saygınlık kazandırır.
Sosyolojik açıdan mantarlaşmayı önler.
Bu açıdan bakıldığında….
Kentin mantarlaşmasına izin vermemek gerekir.!
Yoksa….
Evet yoksa…!